Sayfalar

23 Eylül 2013 Pazartesi

@Larry Carlson







KIRMIZI * MURTHAN MUNGAN



kaypak manşetler, sağır katalogları, karnaval biletleri
kendini tanımanın korkusu
sürekli bir canlı yayındasınız
girdabı olmayan yüreğin sireni duyulmaz elbet
mekanlar lunapark, hayat çarpışan otomobiller
görüntünün kumbarasında hafızanız beş kuruş
alarma yakın hiçbir kırmızıya düşmemiş yolunuz
Bindiğin düş atı yorulmuş oysa
Üstündeki binici çoktan değişti sana sormadan
Kendine uygun bir ayna bile bulamadan
Kalakalırsın baktığın boşlukta
Bakarsın baktığın kadarsın
Bundan sonrası
Geç kaldığın yerlerdeki korunma duyguna bağlı
anlarsan, anlamanın
anlamazsan, anlamamanın boşluğundasın
İşte şimdi Kırmızı!


18 Eylül 2013 Çarşamba

Nerede Bir Zamanlar Ben Olan O Çocuk * Pablo Neruda



Nerede bir zamanlar ben olan o çocuk, 
hâlâ bende midir yoksa gitmiş midir? 

Hoşlanmadığım şey bilir mi hoşlanmadığımı 
ve benden hoşlanmaz mı kendisi de? 

Nasıl da büyüdük onca zamandır 
birlikte, ayrılmak için yalnızca? 

Niçin ölmedik ikimiz de, 
öldüğünde çocukluğum? 

Ve eğer yitirmişsem ruhumu, 
niye sadık kalıyor bana iskeletim? 


500 Years of Female Portraits in Western Art



TAZE TAZE - BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU



Dondurma kutusu üstünde
Üç kırmızı çiçek
Canımın içi kadar sıcak
Dilediğim kadar kırmızı
Özlediğim kadar gerçek.
Dondurma kutusu üstünde yaz gelmiş meğer
Neler getirdi kim bilir neler
Neler götürecek.


ÖZDEMİR ASAF

                               

İnsan yorulunca duruyor.
Durunca düşünüyor. 
Düşününce koşuyor.
Koşunca yoruluyor..
Yorulunca insanlaşıyor. 
İnsanlaşınca işler karışıyor.


14 Eylül 2013 Cumartesi

The Scream and Mona Lisa


SOKIR -Can you feel my heart



@Marcela Bolívar













SANDIK ODASI * MURATHAN MUNGAN



gün ışığıyla yıkanmış küskün bir yıldız
gibi akıp geçtin
sessizliğimizin üstünden
oyalanacak bir şey bile bırakmadın
tozlanmış,dalgın bakışlarımıza
ne zaman,nerede bir şey yitirsek
burada bulacağımızı sanırdık
bu sandık odasında
mümkünmüş gibi
balkonda unuttuğumuz nice yazlardan sonra...

ÜÇ DİL * BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU


En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelime bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Canım ağzıma geldi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.

DORUKLARIN UYKULAR ÜSTÜNE YÜKSELDİĞİ YER * ARAGON




Büyük kayalar bana dedi ki aramıza geliyorsun ama

Seni saran bu yürek yok mu hiç yeryüzünde
Başımı salladım ve öldü diye yanıtladım
Dilsiz koca kayalar diz çöktüler önümde.

11 Eylül 2013 Çarşamba

VAN GOGH




Caras Ionut



NAZIM HİKMET




“Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz.”

@Ida Skivenes






















Halil Cibran



“Ne kadar sık yelken açtınız rüyalarımda. 
Ve şimdi uyanıklığımda geldiniz, daha derin rüyamda.”



MASA DA MASAYMIŞ HA * EDİP CANSEVER



Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kaseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu.
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.

FOTOĞRAF * CEMAL SÜREYA





Durakta üç kişi 
Adam kadın ve çocuk

Adamın elleri ceplerinde 
Kadın çocuğun elini tutmuş 

Adam hüzünlü 
Hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü 

Kadın güzel 
Güzel anılar gibi güzel 

Çocuk,
Güzel anılar gibi hüzünlü 
Hüzünlü şarkılar gibi güzel


5 Eylül 2013 Perşembe

Guernica 3D * Picasso




@ Matteo Pugliese













ADAM * CEMAL SÜREYA



Adam şapkasına rastladı sokakta
Kimbilir kimin şapkası
Adam ne yapıp yapıp hatırladı
Bir kadın hatırladı sonuna kadar beyaz
Bir kadın açtı pencereyi sonuna kadar
Bir kadın kimbilir kimin karısı
Adam ne yapıp yapıp hatırladı

Yıldızlar kıyamet gibiydi kaldırımlarda
Çünkü biraz evvel yağmur yağmıştı
Adam bulut gibiydi, hatırladı
Adamın ayaklarının altında
Yıldızların yıldız olduğu vardı
Adam yıldızlara basa basa yürüdü
Çünkü biraz önce yağmur yağmıştı.


4 Eylül 2013 Çarşamba

ÇÖL VE DUVAR - MURATHAN MUNGAN


hanlarda uğuldayan çılgın hayaletler
çölün zamansız epopesinden
gündeliğin sefertasına daralan günler

çimentonun aktığı oluklarda
harflerdeki kehribar
tekrarlanarak kaybettirilen
yollardan gecece
vardığımız
dünyaya kapatılmış kapılar

çimento akıyor harfler soluyor
başkalaşmış bir benliği
kendimizle değiştiriyoruz her seferinde
çıkmıyor gönlümüzden hiç kimse
her yer çöl her yer duvar


HALİL CİBRAN * DELİ




Evet, biz ikiz kardeşiz, ey Gece, çünkü sen evreni açığa çıkarırsın, ben ruhumu.

M.C. Escher Animated




@Joel Robinson













MURATHAN MUNGAN * FAY


kaç kişiyim bu yalnızlığın ortasında
bir boğa, bir leopar
Arena ve Opera
İyot ve Rüzgar
Arsenik ve Sözcükler arasında
yüzüm çalılıklarla kaplı
aralayan gözüpek avcılar
için parslar geziyor kuytularında
iyi yürekli bir canavar saklanıyor
yazdıklarımın ve yüzümün
satırlarında

kendim için büyük bir tehlikeyim artık
ilerliyorum
içimdeki yer çatlağı boyunca