31 Aralık 2013 Salı
29 Aralık 2013 Pazar
28 Aralık 2013 Cumartesi
YOK KARŞILIĞI YÜZÜNÜN * CEZMİ ERSÖZ
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor
Nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
Yok karşılığı yüzünün
Senin sana rağmen bir yüzün var
Herkesin ilk aşkına benzeyen
Yaklaştıkça imkansız uçurumlar
Nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
Yok karşılığı yüzünün
27 Aralık 2013 Cuma
BOŞUNA * AZİZ NESİN
Sen yoksun.........
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki.....
Boşuna bu nehir......
Çırpınıp pırpırlanması.....
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider..
Boşuna yorulur yollar..
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki..
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız..
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna..
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki ...
Çoğalmak * Aziz Nesin
Kalabalıkta kalabalıkça yalnızlık
Yalnızladıkça birbirimizi
Yalnızladıkça birbirimizi
Haydi çoğalalım
Çoğaltarak kendimizi
Bir canım çoğal da bin can ol
Isıt yaşlıların yalnızlıklarını ilinsin üşümüşlüğü bırakılmışların
Çoğalın dudaklarım çoğalın sonsuz
Öpün bütün ağlayan çocukları kimsesiz
Çoğal gözlerim çoğal
Gör bütün görmeyenlerde yapayalnız
Ellerime tutunun ellerime çoğalın
Okşayın sevecenlikle çocukları
Hıçkırırlarken uykularında bile
AŞK KARARMAK ÜZEREDİR ODANDA * Cezmi Ersöz
Eski bir Türkçe kitabında
rastladım sana.
rastladım sana.
Sırtın pencereye dönüktü,
odan kararmak üzereydi,
usulca öne düşmüştü başın
yorgun bir düşü taşıyordun omuzlarında.
Birini bekliyordun,
kendini bekler gibi...
Ne zaman aşkın adı geçse
sen gelirsin aklıma...
Sırtın pencereye dönük,
başın öne düşmüş,
bir inanç titreşir, yaralı, yorgun omuzlarında
Ne zaman adın geçse
eski bir Türkce kitabında
aşk kararmak üzeredir odanda...
25 Aralık 2013 Çarşamba
Yürüyüş * Şükran Belen
bütün cümlelerim yarım
susarsan
kuvvetsiz bir iklim…
yarımsın,
dünya üç nokta
nereye varır
yığılıp kalmışsa
'çağımızın bir kahramanı'
aşk,kutsal kimlik
yalnızlık, kutsal acı
sen öyle 'ey'!
ben hep 'ah'!
tanrı, ölümle yarım!
inanma
makas değiştiren trenlere
bütün çağrılar
ve bu son imdat
bir şiire
şairin sığamadığı kendi kalbiymiş
bir nokta eksilirken…
23 Aralık 2013 Pazartesi
Bir Bilmece * Edgar Allan Poe
'Nadiren buluruz' der Solomon Don Dunce,
'En derin sonede yarım bir fikri.
Bütün o gevşek dokulu nesneler arasından, birden görürüz
Kolayca, bir Napoli bonesinin ardından gördüğümüz gibi-
Döküntünün döküntüsü-Bir Lady onu nasıl giyebilir ki?
Yine de çok ağırdır senin Petrark'çı kumaşından-
Baykuş tüylü bir saçmalık ki en hafif üfleyiş
Kağıda çevirir onu sen yuttururken.'
Ve, gerçekte yeterince haklıdır Güneş.
Sıradan kumaşlar kötü yutturmacalardır
-kısa ömürlü ve geçirgen öylesine-
Ama bu, şimdi-ona güvenebilirsiniz-
Sabit, koyu, ölümsüz, -değeri adların
Yardımıyla gizlenen içindeki.
MARİYYA * ASAF HALET ÇELEBİ
çin kadar uzaklardan
cankadar yakından
sen bir masal kızısın
dün
çinden gelmiştin
bugün
lizboa'dan
yüzünde tarçın kokusu
gözünde cîn
bir gün buradan gidersin
mariyya
can kadar yakın
çin kadar uzak
lizboa boyalı haritalarda kaplanır
bir gün buradan gidersin
mariyya
aynalarda seni ararım
bu şehirde seni ararım
bu dünyada seni ararım
mariyya
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)