27 Nisan 2014 Pazar
26 Nisan 2014 Cumartesi
Delilirikler I * Birhan Keskin
betonun hüznüden doğdum
suyun isyanından
güneşin kırılganlığına dokunup
geliyorum.
sana söz yakışır,ağzını hazırla.
kırık bir şehir hikayesinden doğdum
kırk meseleden
bardaklara ve demli çaylara dokunup
geliyorum.
sana söz yakışır,elma da.
aslı ve astar'ı olmayan bir hikayeden doğdum
karşı'lar ve balkonlardan
korna seslerine karışıp
geliyorum.
sana söz yakışır,ağzını hazırla.
o eski hikaye bitti
şaşkınlığımdan doğdum
denize düştüm
kuruyup geliyorum.
ERKEN TÜRKÜ * Mübera PASİÇ
Buradayım. Sabah tutuşmuş yanıyor
Şaşkınlık otlarında
temiz bir yerde
sessiz bir sesten alınmışım.
Gene buradayım :
Ama yalnızca benim
bir parçam
kuşlara yol gösteriyor.
Otların Tanrıyla
barıştığı sabah
seni bulamayacağım.
Kişisizlikten gelen bu çağrı
bir döngü etrafında
dağıldığına
iyi bir işarettir.
Saçlarımın yükünü indiriyorum.
Dönence yürekleri ıslatıyor
Ses herkesin olsun.
Ama benim gizli bir parçam
kendine yön arıyor.
Beni Sorarsan * Gülten Akın
Beni sorarsan,
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında
Denizle gül arasında
Yanımda kediler, kuşlar
Fikrinden dolaşıyor
Hiçbir iktidarı sevmesem de
Sobanın iktidarında
Çarpışa çarpışa nasılsa
Büyüyebilen kızlar
Uslu, sakin, ölümü bekliyorlar
Yaşlılık
Dev mi oldular, başkaları
Üstüne üstüne gelip korkusuz
Güçlerini deniyorlar
12 Nisan 2014 Cumartesi
DELİ ŞARKISI* Émile VERHAEREN
Gördüm, onları, gördüm,
Çatlak gözleri vardı
Kenevir sakalları
Geçtiler patikadan.
Çerden çöpten iki kol
Bir sırt kurumuş ottan.
Yaralı, delik-deşik, mafsalları ayrılmış
Savaştan çıkmış gibi
Geldiler uzaklardan.
Kulaklar üstünde yamru-yumru bir şapka,
Bir de yeşil elbise kuzukulağı gibi;
İkiydi, üç oldular, gördüm on tanesinin
Dönüşünü ormandan.
Canımı alıverdi içlerinden birisi
Ve şimdi benim canım tıpkı bir çan gibidir
Onun cebinde çalan.
Derimi alıverdi derken başka bir adam
-Kimseye duyurmayın-
Farkı yoktur derimin
Pörsümüş bir davuldan.
Bu kaskatı toprağa
İplerle bağladılar beni ayaklarımdan;
Bana bakın, bana bakın
Kelimeyim artık ben.
Bir köylüdür bizleri çıplak toprağa çakan,
Çıktı geldi habersiz.
Onların hepsi ve ben, eski elbiseleriz
Alaya aldıkları küçücük çocukların,
İri kargalarla kuzgunları bekleyen.
Çatlak gözleri vardı
Kenevir sakalları
Geçtiler patikadan.
Çerden çöpten iki kol
Bir sırt kurumuş ottan.
Yaralı, delik-deşik, mafsalları ayrılmış
Savaştan çıkmış gibi
Geldiler uzaklardan.
Kulaklar üstünde yamru-yumru bir şapka,
Bir de yeşil elbise kuzukulağı gibi;
İkiydi, üç oldular, gördüm on tanesinin
Dönüşünü ormandan.
Canımı alıverdi içlerinden birisi
Ve şimdi benim canım tıpkı bir çan gibidir
Onun cebinde çalan.
Derimi alıverdi derken başka bir adam
-Kimseye duyurmayın-
Farkı yoktur derimin
Pörsümüş bir davuldan.
Bu kaskatı toprağa
İplerle bağladılar beni ayaklarımdan;
Bana bakın, bana bakın
Kelimeyim artık ben.
Bir köylüdür bizleri çıplak toprağa çakan,
Çıktı geldi habersiz.
Onların hepsi ve ben, eski elbiseleriz
Alaya aldıkları küçücük çocukların,
İri kargalarla kuzgunları bekleyen.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)